Y Harfi İle Başlayan Osmanlıca Kelimeler

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Osmanlıca Sözlükte Ara

  • YA

    Hey, ey! mânasında nida olarak kullanılır. Arapçada başına geldiği kelimenin i'rabını ötre okutur. Yâ-Halimu, Yâ-Rahimu da olduğu gibi. Yâ, terkibli kelimelerin başına gelirse; baştaki kelimeyi üstün meftuh okutur. Yâ Rabbe-l Âlemîn de olduğu gibi.Yâ üç şekilde kullanılır:1- Müennes zamiri olur. Kübrâ $ Hüsnâ gibi.2- Harf-i inkâr olur.3- Harf-i tezkâr olur. Bu hâlde elifle olursa Harf-i nidâ dır. Bâzen te'kid için kullanılır: Yâ Allah, Yâ Rabbi denildiği gibi. Bazen teessüf, istimdad ve istigase ifade ettiği de olur. Yâ meded Allah, Yâ Allah! gibi. Yâ, terdif beyan eder. Ve yahut manasına: Ya gelir ya gelmez gibi. Taaccüb ve istigrab beyan eder: Ya öyle mi? de olduğu gibi. Tasdik bildirir: Evet, hay hay mânasını ifade eder. Gider yâ gibi.
  • YA

    Kur'ân alfabesindeki son harfin ismidir. Ebcedî değeri 10'dur. Hecâ harflerinin mahmuse kısmındandır. Şedide ile rihve arasında, ortadadır.
  • YA EYYÜHEL HOTO

    Ey vahşi, kaba dağ adamı!
  • YA LEYTE

    Keşke, ne olurdu.
  • YAB

    f. "Yaften: Bulmak" mastarından emir kökü olup, birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Şifayab $ : Şifa bulan, iyileşen.
  • YABAN

    f. Çöl, sahra.
  • YABANİ

    Yabana mensub. Issız yerlerde yaşıyan. Yabancı, alışmamış.
  • YABENDE

    f. Bulan, bulucu. * Keşfeden, kâşif.
  • YABİS

    Kuru.
  • YABNAK

    f. Bulan, bulucu.
  • YA'BUB

    Hızla akan nehir. * Suyu çok olan ark. * Bulut. * Hızla giden at.
  • YÂD

    f. Anma. Hatırda tutma. Zikretme. * Hediye. * Hâtıra. * Hatır, gönül. * Uyanıklık.
  • YAD-BUD

    f. Armağan, yâdigâr.
  • YADBÜD

    f. Hâfıza kuvveti.
  • YADDAR

    f. Hatırda tutan, unutmayan.
  • YADDAŞT

    f. Hatırda tutulan şey. Hâtıra.
  • YADE

    f. Hâtıra.
  • YÂD-I ŞEBÂBET

    Gençlik hâtırası.
  • YÂD-İ HAZİN

    Hüzünlü hâtıra.
  • YADİGÂR

    Hatıra. Bir kimseyi veya bir şeyi hatırlatan.
  • YADKERD

    f. Hazırlama.
  • YAFE

    f. Saçma ve mânasız söz.
  • YAFES

    Hz. Nuh'un (A.S.) üçüncü oğlu. Tufandan sonra Hazar Denizinin kuzeyinde yerleşmiştir.
  • YAFTE

    f. "Bulunmuş, bulmuş, bulunan" mânalarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Şeref-yafte $ : f. Şeref bulmuş.
  • YAFUF

    Turaç kuşunun yavrusu.
  • YAFUH

    Bıngıldak. Yeni doğan çocukların baş kemiklerinin arasındaki yumuşaklık.
  • YA'FUR

    (C.: Yaâfir) Tüyleri toprak renginde olan ceylân. * Ceylân yavrusu. * Gecenin beşte veya altıda bir bölümü. * Peygamberimizin merkebinin adı.
  • YAĞFİRULLAH

    Allah mağfiret eyler, eylesin, günahlarını örtsün (meâlinde söylenir).
  • YAĞMA

    f. Zorla mal alma, çapul. * Bir Türk boyu.
  • YAĞMAGER

    (C.: Yağmagerân) f. Çapulcu, yağmacı, zorba.
  • YAĞMAGERÎ

    f. Çapulculuk, yağmacılık.
  • YAH

    f. Buz.
  • YAHAMİM

    (Yahmum. C.) Kara dumanlar.
  • YAH-AVER

    f. Buzlu şerbet, buzlu su.
  • YAHBESTE

    Buz tutmuş, donmuş, buz bağlamış.
  • YAHÇE

    f. Donmuş yağmur taneleri, dolu taneleri.
  • YAHMUM

    (C.: Yahâmîm) Kara duman. * Tütün. * Kara nesne.
  • YAHMUR

    Yaban eşeği.
  • YAHNİ

    f. Et yemeği, yahni. * Azık, zahire. * Pişmiş şey.
  • YAHPARE

    f. Buz parçası.
  • YAHTE

    f. Benzer, misil, eş, nazir. * Oda. * Küçük küp.
  • YAHTEMİL

    İhtimal.
  • YAHUD

    f. İsterseniz, veyâ. İyisi.
  • YAHUDİ

    Hz. Yakub'un (A.S.) oğullarından Yehuda'ya mensub olan. Benî İsrail. Musevî. (Bak: İsrail)Yahudilerin vaziyetlerine ve seciyelerine işaret eden âyetler şunlardır: 2: 60-66 arası. 5: 62-64 arası ve 17: 4.(Yahudilere müteveccih şu iki hükm-ü Kur'anî, o milletin hayat-ı içtimaiye-i insaniyede dolap hilesiyle çevirdikleri şu iki müdhiş düstur-u umumîyi tazammun eder ki, hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeyi sarsan ve sa'y ü ameli, sermaye ile mübareze ettirip, fukarayı zenginlerle çarpıştıran, muzâaf riba yapıp bankaları te'sise sebebiyet veren ve hile ve hud'a ile cem-i mal eden o millet olduğu gibi, mahrum kaldıkları ve daima zulmünü gördükleri hükümetlerden ve galiplerden intikamlarını almak için her çeşit fesat komitelerine karışan ve her nevi ihtilâle parmak karıştıran yine o millet olduğunu ifade ediyor. S.)
  • YAHYA (A.S.)

    Zekeriya'nın (A.S.) oğludur. Benî İsrail Peygamberlerinden ve İsa Aleyhisselâm'ın şeriatı ile amel edenlerden olmuştu. Hz. İsa'dan (A.S.) önce Tevrat'a göre hareket ederdi. Kudüs'ün o zamanki reisi, Hz. Yahya'nın, Hz. Musa şeriatı üzere amel etmediğini ileri sürdüklerinden şehid ettiler.
  • YAHYAH

    Beri gel demektir.
  • YAİS

    (Ye's. den) Ümitsiz, kederli, me'yus.
  • YAKAZA

    (Bak: Yakza)
  • YAKAZAN

    Uyanık kimse. * Tozu yükselen toprak.
  • YAKIK

    Katı nesne.